Archives

Blog, Blog, Dijital HR, İnsan Kaynakları, İş Dünyası

Yapay Zekalı İşe Alımda Aday Olmak

24 Ağustos 2022

Yapay zekâ her alanda görünür olmaya başlarken, insan kaynaklarının bütün fonksiyonlarının yanında işe alımda da sık sık gündeme geliyor. Şu ana kadarki uygulamalar içerisinde “rule base” olarak anılan “kurallara dayalı” uygulamalar daha yaygın olsa da her an yeni ürün veya yöntemlerle karşılaşabiliyoruz. 

Sistem nasıl işliyor? Makine, diğer bir deyişle bilgisayar, kurumun işe alım alışkanlıklarını öğreniyor ve buna göre adayları değerlendiriyor. Her yeni değerlendirme ile kural yani karar, daha da güçleniyor ve kurallara uymayan adayların şansı giderek azalıyor. Tabii bu kullanım yapay zekanın ne kadar adil olduğu tartışmalarını başlatıyor. Çünkü yapay zekâ, bizim önyargı ve hatalarımızı daha görünür hale getiriyor daha da kötüsü devamını getiriyor. Ancak işe alımın yükünü ve dolayısıyla maliyetlerini azaltan bu uygulamaların artmasının önünde bir engel yok gibi.

Continue Reading…
Blog, Edebiyat

Temizlik (Hikaye)

29 Kasım 2020

Tam ağzıma götürecekken yere düştü.
Çikolatalı, çilekli pasta.
Aksi gibi çikolatalı kısmı düşen.

Pasta yere düşünce aklıma geldi. Şöyle bir geçmişe gidiverdim. 20’li yaşların ortasında günübirlik espriler dışında kimsenin yakışıklı saymadığı ama çirkin de demediği bir gençtim. Bugünkü aklım olsa en azından 30’u beklerdim ya hadi neyse. Görücü usulü oldu bizimkisi. Nerde o zamanlar ateşli flörtler, aşklar diyeceğim ama yaşım toplumun o muhafazakarlığını yaşayacak kadar da değil. Hemen hemen bütün arkadaşlarım severek evlendi ben görücü usulü.

Görücü usulünün bir avantajı var ki her şey hedefe yönelik. İlk gün veya en çok ikinci gün rota çizilir. Düzeni bozmadık aynen devam ettik. Çok az baş başa kaldık. Nişan hazırlıkları falan derken hatırlamıyorum ama sekiz on defa birbirimizi gördük. Mahallemize sadece bir defa geldi. Bizim Fahri’nin çay ocağında tabureye mendil serdi oturdu. Haklı tabii Fahri pis adam. Sakalları pek bir düzensiz, saç baş dağınık.

Continue Reading…
Blog, Edebiyat

Fatura

27 Ağustos 2019

Faturaları hep bizim sokaktaki fatura ödeme merkezine yatırırdım. Sistemleri çökmüş. Yıl kaç olmuş hala sistemler çökebiliyor, hayret ediyorum. Bu sıcakta şimdi bankaya yürümem gerekiyor. Nerden baksan yarım kilometre yol var.

Ter kan içerisinde bankaya geldim. Biraz sıra beklesem sorun olmaz diye düşünürken 30 yaşında var yok güvenlikçi arkadaş yanıma geldi. Beyefendi isterseniz sıra numarası alın.

Bir fatura yatırıp çıkacağım arkadaş çok sağ ol.

Yine de sıra numarası almanız gerekir. Yoksa boşu boşuna beklersiniz.

Her şeyin sırayla olması aslında bir paradoks. Nedense felsefeciler bu meseleye hiç kafa yormamış. Neden sıra var? Adalet sisteminin bir çarkı mı sıra? Egemen güçler halkı hizaya sokmak için sırayı mı kullanıyor? Peki kaymakam gelse fatura ödemeye, ona da sıra numarası verirler mi? Sıra zayıf insanlar için üretilmiş bir dizginleme yöntemi mi acaba…

Continue Reading…
Blog, Sinema

Deliler Fatih’in Fermanı

20 Temmuz 2019

Yazı spoiler içermektedir.

Bloglar özgür mekanlar. Örneğin dün şiir, bugün sinema, yarın felsefe yazabilirsiniz. Ama bir köşe yazarı olsanız “her konuda da yorum yapıyorsun kardeşim” derler. Köşe yazarı olmadığım için şanslıyım.

Blog adresi açmanın bana verdiği yetkiye dayanarak bir film hakkında eleştirilerimi yazmak istiyorum.

Birkaç gün önce Netflix’de “Deliler Fatih’in Fermanı” diye bir filme denk geldim. Daha önce film vizyona girdiğinde Maçka’lı Eren’e gönderme olan bir sahnesini görmüştüm. Eren konusu herkes gibi benim de içimi burktuğundan dolayı sahnenin tamamını görmek için filmi izledim!

Continue Reading…