2006 yılından itibaren bazı derneklerin kuruluşunda yer aldım veya uzaktan destek verdim. Derneklere yönelik hibe ve destek fonlarıyla ilgili çalışmalar yaptım. Bu 10 yıllık geçen sürede dernekçilik konusunda en önemli gözlemim ve tecrübem; “dernek kurmadan önce iyice düşünülmesi gerektiği” üzerine oldu.
Neden olduğuna tarihiyle beraber göz atalım.
80’lerde yavaş yavaş, 90’larda hızlı bir şekilde köy dernekleri İstanbul’da yayıldı. Sayıları o kadar çoğaldı ki, il, ilçe, köy ve köyün mahallesinin derneği bile oldu. Sonra bu yerlerin önemli bir kısmı Zaman gazetesinin kuponla verdiği mavili beyazlı kahverengimsi hadis kitaplarının gölgesinde okey oynanan sigara içilen deyim yerindeyse kahvehane gibi mekânlar oldu. Kahvehanelerde günümüzde dahi aynı kitapları görmek mümkün. Dolayısıyla sivil toplum, kafası karışık dumanlı bir toplum fotoğrafının içerisinde kaldı.
Hatta bu yaygın algı, aynı neslin çocuklarının sivil topluma bakış açısını etkiledi. Sivil toplum deyince; kuruluşu, Dernek’tir. Ancak 2000’lerin genç STK’cıları için dernek nedir sorusunu 80’lerin ve 90’ların şehirleşme kültürünü yaşamış kişilere anlatmak epey zor oldu.
Kısaca dernekçilik “boş iş” sayılınca “sivil toplum” da yenik sayıldı.
2000’lerde ise durum biraz daha değişti. Özellikle Avrupa Birliği aday ülke süreciyle desteklenen sivil topluma yönelik eğitim ve organizasyonlar yeni algının sivil toplum lehine değişmesini sağladı. Bu yeni durumda kökene değil amaca yönelik organizasyonların sayısı bir anda arttı.
Peki, siz de bir grup arkadaşınızla bir araya geldiniz ve çeşitli sebeplerden bir dernek kurmaya karar verdiniz, ne yapmalısınız?
Öncelikle temel motivasyon “toplum için bir şeyler yapmak” üzerine oluyor. Bu amaç, 3-4 soru sonrasında “ne yani gençler sokaklarda mı gezsin” karşı sorusuyla cevaplanıyorsa kötü haber; dernekler piyasasında aynı amaca inanan çok sayıda dernek var. Derneklerin bir çoğunun amacı “kuralım da bakarız” havasında ve ütopik toplumsal hedefler içeriyor. Böyle bir dernek kurmak için birlik olan kişilere yapılan uyarılarsa, kutsal bir işe engel olma düzeyinde savunma ile karşılaşıyor.
Ayrıca toplum için bir şey yapmanın tek yolu dernek değildir. Artık bazı AB fonları bile toplulukları fonluyor. Öncelik, “işler” bir topluluk oluşturmak olmalı. Topluluk, düzenli olarak bir araya gelebiliyorsa ki en önemlisi budur, web sitesi, online gruplar gibi dışa dönük yönler test edilmeli. Sonrasında ise topluluğun somut amaçlarına bakılarak dernek kurulabilir.
Kısaca tecrübelerime istinaden olması gerekenlere ve olacak tahminlerime geçeyim;
Olması gerekenler;
- 7 “inanmış” yönetim kurulu üyesi
- Öyle ya da böyle gösterilecek bir adres
- Aidat vermeyi prensipte kabul etmiş –YK dâhil- 15 kişi
- Misyon ve vizyon; belirlenmesinde zorlanıyorsanız bu önemli bir gösterge
- Web sitesi; açık kaynak olabilir
- Dernekler Vakıflar sitesinden indirilmiş tüzük
Olacakları söyleyeyim;
- Ortada bir koltuk yokken mutlu mesut geçinen 7 arkadaş ilk fırsatta yol ayrımına gelir. 7 arkadaşın en az 3’ü ikinci çemberdeki dostlarıyla birlikte ayrılır. Geriye kalanlar gidenleri -çürük yumurta olarak anılırlar- çalışmamakla suçlarken, gidenler kalanlar için koltuk sevdalısı der.
- Derneğin doğru düzgün bir adresi uzun süre olmaz. Tanıdık bir abinin ofisi kullanılır. Genellikle toplantılar kafelerde olur. Bu kafelerin önemli bir kısmı nargile kafedir ve espresso türü kahveleri güzel yapamaz.
- Aidat, YK için 50 TL, üyeler için 20 TL olarak belirlenir. Sadece Başkan ve YK’dan birkaç kişi düzenli verir.
- “Misyon ve vizyonu hala belirleyemedik” gündem maddeli toplantıların sayısı artar.
- “Web sitesi ne oldu?” Sorusu başkan tarafından her hafta sorulur. Facebook grubunda ise sorun olmaz.
- Tüzük olduğu gibi kabul edilir üzerinde değişiklik belki yedek yönetim kurulu sayısında yapılır.
Dernekler ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne yeterli sayıda imza ile giden herkes dernek kurabilir. Ancak bu derneğin yıllık beyannamesi vardır, stopaj ödenir, toplanan aidatlar resmi olarak gösterilir. Ciddi yasal sorumluluklar yöneticilerin sırtındadır ve bunları karşıladığınızda devletin size somut hiçbir katkısı olmaz.
Eğer iki tane gönül vermiş insan yoksa beyannameleri zamanında vermek derneğin en önemli faaliyeti halini alır.
Dernek kurmadan önce mutlaka bir bilene danışın ve o bileni ciddiye alın…
No Comments