Browsing Category

Blog

Sinema

Niyazi Gül Dörtnala – Sinema Yorum

17 Mayıs 2015

Bazı filmlerin neden çekildiğini anlamazsınız. Çok düşünseniz de bulamazsınız; yapımcının neyi düşündüğünü, sponsorların neye para ödediğini, oyuncuların senaryoyu okuyup okumadığını. Bu filmde aynen öyle bir film. Sinema salonları elbette daha kötülerini gördü ama bu kadroyla bu film olmamış. Eyvah Eyvah’ın yanından bile geçememişler.

Oyunculuk tarafı ise filmin konusunun olumsuzluğuna paralel. Ata Demirer’in üniversite sahneleri biraz tebessüm ettiriyor. Onun dışında hiç espri yok. Kötü espri esprisi zannettiğiniz replikler filmin doğal bir parçası. Şebnem Bozoklu’nun samimi gayreti var, takdir etmek gerek. Özellikle Niyazi iğneyi yedikten sonra gelişen olayların ardından bilete kaç para verdiğinizi düşünmeye başlıyorsunuz.

Kısaca Niyazi Gül değil dört nala iki nala bile gidemiyor.

Vizyon Tarihi: 08 Mayıs 2015
Yapımı : 2015 – Türkiye
Tür : Komedi , Macera
Süre: 105 Dak.
Yönetmen : Hakan Algül
Oyuncular : Ata Demirer , Demet Akbağ , Levent Ülgen , Şebnem Bozoklu , Ayşe Nil Şamlıoğlu
Senaryo : Vedat Özdemiroğlu , Ata Demirer
Yapımcı : Necati Akpınar

İnsan Kaynakları

Girişimcilik ve İnsan Kaynakları

03 Ocak 2015

Büyüyen ekonomiler vazgeçilmez oyuncularıdır girişimciler. Devletçi ekonominin her geçen yıl etkisini kaybettiği günümüz dünyasında sistemin görece ilerlemesi girişimcilerin stratejik kararlarına bağlıdır. Bu sebeple ekonominin vazgeçilmez unsuru girişimiler ve bu unsuru ifade eden girişimcilik kavramı son yıllarda her zamankinden daha çok gündemde.

Girişimci, parlak fikri bulup yola çıktıktan sonra, ki bu aslında önce olmalı; girişimcinin başarısını nelerin etkilediği sorusunu düşünmeye başlar. Tek tek cevap adayları masaya yatırılır… Sorunun cevabı olan eğitim midir? Eksik bir eğitimle (son yüz yılın en önemli girişimcilerini düşünün) özel sektörün kriter eşleme odaklı insan kaynaklarında hiç bir şans bulamayacak kişiler, bugün dünyayı sallayan girişimlerin başında… Eğitim; pek sayılmaz…

Bölge diyebilir miyiz? Küresel ekonominin vurgusu bu kadar güçlüyken mesela ABD? Son yılların önemli girişimlerin bir kısmı ABD’den çıkıyor ancak çok fazla girişimde yine aynı topraklarda sonlanıyor. Bir de not düşmekte fayda var; başarılı girişimin bizdeki algısı, bir; dijital olacak iki; milyon dolarlar kazanacak! Hâlbuki ülkemizde ayda 25-50 bin bandında kazanan çok güzel girişimler de var. Ekonominin küresel dağılımını düşündüğümüzde bölge tek başına açıklayıcı olabilir mi? Olamaz…

Sermaye de faktörlerden biri. Özellikle e-ticaret yapacağım veya mobilde de var olacağım diyorsanız sermaye çok önemli. Kot pantolonlu bir grup genç, takım elbiseli temiz traşlı plaza yönetimlerine ekonomi dersi verse de artık garaj şirketi olayı bitti. Üstelik ülkemizde hiç olmadı denebilir. (Belki de Amerikan tarzı evlerin azlığındandır…) Ancak uzmanlığı olan ortaklarınızı işe ikna etmişseniz sermaye de bekleyebilir. Veya devlet teşvikleri soluk aldırabilir. Büyümek için olmasa da başlamak için sermaye sorunu da aşılabiliyorsa sermaye de girişimcinin başarısında tek başına değil…

Alt alta girişimcinin başarısına etki eden birçok konu sayılabilecekken en önemlisi “İnsan Kaynakları” demek ilk başta iddialı bir çıkış gibi gelebilir. Girişimcilerin kısa vadeli en büyük hayallerinden olan “melek yatırımcı” katkısı ile gelişen şirketlerin, batmasının iki büyük sebebinden biri %35 ürün pazarken %65 insan kaynakları. Yani şirketler bütün her şeyi bulsalar dahi doğru insan kaynağını planlayamazlarsa daha yavruyken ölüyorlar. Bu sebeple olsa gerek melek yatırımcı toplulukları “ekip özgeçmişlerini” çok önemsiyor.

İşin sayısal yönüne de bakmak gerek; 50-100 çalışanlı ortalama bir şirkette yanlış işe alımın maliyeti bazı pozisyonlar için yıl bazında 100.000₺’yi buluyor. Bu maliyet sadece maaş, haklar ve eğitim üzerinden hesaplanan şekli. Bir de kişinin pozisyonundan dolayı şirketi uğrattığı zararlar düşünüldüğünde bir kişi deyip geçmemek gerekiyor.

Orta veya büyük ölçekli şirketler uğradıkları zararları bir şekilde ve bir yere kadar telafi edebilirken sabah kahvaltıda tost yiyen öğle arasında durak pilavcısına giden girişimci için iş daha çetrefilli bir hal alıyor.

Önceki paragraflarda söylediğimiz gibi, girişimci deyince akla hemen web girişimleri geliyor. Dolayısıyla altın bileziğin tek bir karşılığı oluyor; yazılım! Fakat bütün girişim sektörleri için genel için bir tahlil yapacak olursak adaylarda öncelikle belirli bir düzeyde “yetenek” aranmalı. Yetenek aramak bazen yanlış anlaşılabiliyor. Yetenek aramak/avlamak ülkemizde çoğunlukla CV ve pozisyon gerekliliklerini eşleştirmek olarak uygulanıyor. (Kendine “yetenek avcısı” diyen programların okul not ortalamasına bakması ayrı bir espri konusu.) Bu şekilde bakılan işe alım için “yetkinlik” tabanlı demek daha doğru. Girişimlerde yetenek, kesinlikle yetkinliğin önünde değerlendirilmelidir.

Üst düzey yetkinliği olup; yarı paralara hatta daha azına önemli girişimlerde görev alan üst düzey “girişimci yöneticiler” var; bu doğru. Ancak yüklü ve güçlü bir yatırım almamışsanız “yüksek profilli” kişileri şirketinize çekmeniz zor.

Tüm faktörleri alt alta topladığımızda küçük çapta da olsa “yetenek avcılığı” yapılması gerekiyor. Zira biraz dikkat edildiğinde günümüzün üst düzey başarılı yöneticileri gençliklerinde de mutlaka gelecek vaat ediyorlardı ve en iyisi bunu belli ediyorlardı. Yani iş/sektör tecrübesi arayıp kaliteli gençleri elemek yerine özellikle girişimcilerin başkalarından şans ararken şans vermesi çok önemli.

Birkaç cümleyle neler yapılabilir…

Şirket için eğitimler yine yeteneklerin fark edilmesi için önemli. Sunum kabiliyeti zayıf diye yeteneğini tam sergileyemeyen veya henüz liderlik özelliklerini keşfedememiş kişiler için eğitimler tam bir farkındalık meydanı.

Mikro projelerle gençlere şans vermek başka bir yetenek avcılığı yöntemi. Şans vermeden kesinlikle bir kişinin neler yapacağını bilemezsiniz. Kişiler hakkında tahmin yapıp, hayal kurmak yerine; bırakınız yapsınlar.

Üniversite etkinlikleri de önemli bir yetenek madeni olabilir…

Ayrıca bu yazıyı çalışırken araştırma yaptığımda “Girişimcilik ve İnsan Kaynakları” adı altında bazı öğrenci kulüplerine rastladım. İki önemli unsurun ilişkisi bakımından bazı şeylerin gençler tarafından sıkı takip ediliyor olması gayet güzel.

“Girişimcilik ve İnsan Kaynağı” olgusuna ek olarak “Girişimci İnsan Kaynağı” büyümekte olan piyasalarda kendisini eski yıllara nazaran çok daha fazla hissettirecektir. Çünkü şirketler artık büyüme vizyonlarını sermaye ve ürün/pazar ikilisine ek olarak personellerinin kalitesine göre belirliyorlar.

Bu yazı 28 Aralık 2014’te vivahiba.com için yazılmıştır. 

İnsan Kaynakları

​10 Maddede 10 Numara CV’im Var 1 İş Bulamıyorum

01 Ocak 2015

Konuşmacı elinde bir taşla sahneye çıkar ve kalabalığa sorar; “bu taşa kaç para verirsiniz?” Kalabalıktan sadece birkaç el kalkar 1 lira, 2 lira. Konuşmacı devam eder “peki bu taşın Berlin Duvarı’ndan bir parça olduğunu söylesem?” Salondaki dinleyiciler arttırmakta birbiriyle yarışır: 200 lira 500 lira! Konuşmacı bir şey daha söyler “bu taş aydan geliyor desem?” Salonda eller birer birer iner ve uğultu oluşur: “Olmaz, öyle şey o kadar da değil” özetinde tepkiler gelir. Konuşmacı gerekli mesajı vermiştir…

İş hayatı söz konusu olduğunda günlük yaşamda bazen öyle iş arayan insanlara denk gelirsiniz ki “bu kişi neden iş bulmakta zorlanıyor?” diye şaşırmaktan kendinizi alamazsınız. Türlü açıklamalardan sonra en sonunda işsizliğinde bile bir hikmet bulmaya çalışıp işin içinden çıkamazsınız. Continue Reading…

Dijital HR

Dijital İşe Alımın Dışında Kalabilir Misiniz?

09 Kasım 2014

Eiffel Kulesi her büyük fikir ve eser gibi kendi zamanı içerisinde herkesin gönülden desteklediği bir sanat eseri olmamıştır. Bilakis inşaatı ve sonrasında çok fazla eleştiri almıştır. Hatta kendini yenilikçi olarak tanımlayan bir kısım aydın, karşı bildiri yayınlamıştır. Bildiride imzası olanlardan biri de meşhur Guy de Maupassant. Fakat Maupassant kule inşa edildikten sonra sık sık birinci katındaki restorana öğle yemeği yemeye gidecek ve buna şaşıranlara şöyle cevap verecektir: “Burası Paris’ten kuleyi görmediğim tek yer.”

Continue Reading…