Browsing Category

Blog

Blog, Güncel

CNR Kitap Fuarı: Edebiyat, İş Dünyası ve Felsefesiz

06 Mart 2016

Kitap fuarlarını her daim heyecanla beklerim. Kitap listelerimi bütün kitap tiryakilerinin yaptığı gibi fuara az zaman kala derleyerek etkinliğe hazırlanırım.

İstanbulluların aşina olduğu 3 fuar var 2 yıldır. TÜYAP, CNR ve Sultanahmet. Bana kalırsa bu yıl CNR sınıfta kaldı.

Böyle bir etkinlik için İstanbul’un ulaşım olarak en rahat diyebileceğimiz noktalarından biri olan fuara ücretsiz olarak giriyorsunuz. Buna rağmen ciddi bir kalabalık yok. Ortalama bir fuar katılımcısı 3 saat geçirirken bir etkinlikte, burada yarım saat fazla fazla işinizi görüyor.

Ağırlıklı olarak birinci sırada dini kitaplar var. Kabaca %30-35 dini eserler üreten yayınevlerinden oluşuyor. Bunu çocuk kitapları takip ediyor. Dini eser ve çocuk kitapları arayan kişiler ihtiyacı tam anlamıyla karşılıyor CNR. Continue Reading…

Blog

Neydi O Ayı Sahneli Film… Evet, The Revenant – Sinema Yorum

01 Mart 2016

The Revenant, Türkçe ismiyle Diriliş çok beklendi ve ilk çıktığı günden itibaren Di Caprio için “bu sefer olacak” yorumları yapıldı altın heykelciğin fotoğrafının altında. Beklendiği gibi oldu; bu sefer oldu!

Filme bakacak olursak; genel anlamda durağan, öngörülebilir ve sürprizlere yer olmayan bir yapıda. İşin içinde Caprio olunca insan otomatik olarak bol aksiyon bekliyor. Bu beklenti filmin yarısından sonra “sonu kesin şöyle biter” fısıltılarına bırakıyor yerini. Spoiler: sonu “öyle” bitiyor.

Di Caprio’nun oyunculuğu ve mekan tasarımları dışında filmde kayda değer bir şey görmek zor. Doğanın içerisinde gerçekten muhteşem canlandırmalar yapılmış. Filmin diğer bir ağırlık noktası, Dark Night’da Bane karakteri ile zirve yapan Tom Hardy’yi filmde hak ettiği ölçüde göremiyoruz. Yardımcı erkek/kadın oyuncu ödülü ise “ayı”ya verilebilirdi. Doğrusu filmden geriye kalan yegâne etkileyici sahne “ayı sahnesi”.

Continue Reading…

Blog, Düşünce

Dernek Kurmadan Önce Mutlaka Okuyun

21 Şubat 2016

2006 yılından itibaren bazı derneklerin kuruluşunda yer aldım veya uzaktan destek verdim. Derneklere yönelik hibe ve destek fonlarıyla ilgili çalışmalar yaptım. Bu 10 yıllık geçen sürede dernekçilik konusunda en önemli gözlemim ve tecrübem; “dernek kurmadan önce iyice düşünülmesi gerektiği” üzerine oldu.

Neden olduğuna tarihiyle beraber göz atalım.

80’lerde yavaş yavaş, 90’larda hızlı bir şekilde köy dernekleri İstanbul’da yayıldı. Sayıları o kadar çoğaldı ki, il, ilçe, köy ve köyün mahallesinin derneği bile oldu. Sonra bu yerlerin önemli bir kısmı Zaman gazetesinin kuponla verdiği mavili beyazlı kahverengimsi hadis kitaplarının gölgesinde okey oynanan sigara içilen deyim yerindeyse kahvehane gibi mekânlar oldu. Kahvehanelerde günümüzde dahi aynı kitapları görmek mümkün. Dolayısıyla sivil toplum, kafası karışık dumanlı bir toplum fotoğrafının içerisinde kaldı. Continue Reading…

Blog, İnsan Kaynakları

26 Yaşında Yaşlı İşsizler: İş Dünyasında “Yaş Farkı”

13 Şubat 2016

Türkiye’de iş dünyası için çok çabuk yaşlanırsınız. Hatta iş dünyasına girmeden bile yaşlanırsınız. Az ömürde çok yetenek biriktirmesi ile övülen “Y kuşağı” bile kendi içinde iş piyasası için hızla “geç kalmış” kategorisine geçiş yapıyor.

Bugün her iş ilanında yaş kriteri var ve bu kriterler arasında 26’yı da gördüğümde bu yazıyı yazmaya karar verdim…

Bir arkadaş, adı Muhittin, arkadaşları kısaca ona Muhit diyor ve o bundan rahatsız olmaktan vazgeçeli çok olmuş. Yaşı 26. 24 yaşında Star Doğu Teknik Üniversitesi’nden mezun olmuş. Bu üniversite ortalamanın çok üzerinde olmasa da fena bir okul olmamasıyla bilinir. Muhittin okulu bitirdiğinde kendisi gibi iki arkadaşıyla beraber yurt dışına gitmiş, Malezya’da bungee-jumping yapmış, Çin’de sushi yemiş, Pizza kulesini düşmesin diye tutarken poz vermiş. Az parayla çok yol yapmış. Gün gelmiş annesinin bizim oğlan eve gelmiyor yollara düştü ısrarına dayanamayıp geri dönmüş. Continue Reading…